Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

17 Nisan 2017 Pazartesi

Bob Dylan - Triplicate (2017)


"Yaşayan efsane" tabiri bana çok klişe gelse de Bob Dylan'ı başka türlü nitelendirmek de zor. Neredeyse altmış senedir rock müzik sahnesinde. Kılıktan kılığa girdi hep. Folk, rock, blues, gospel, pop (seksenli yıllardaki bazı albümleri) ve country gibi birbirinden uzak bir sürü türde albüm sığdırdı yıllara. Son iki yıldır da, Great American Songbook dediğimiz canon'dan şarkılar okumakta. Yani geleneksel pop formatındaki eserlerden derlemeler. Shadows in the Night (2015) ve Fallen Angels (2016)'da Sinatra şarkıları okuyan Dylan, yeni albümü, üç disklik Triplicate setinde de ağırlıkla Sinatra'dan okuyor ve ilk defa caz müziğe bu kadar yakın.

Caz müzikten, Broadway sahnesinden, folk müzikten, müzikallerden ve swingten etkilenerek yazılan popüler şarkılara deniyor "geleneksel pop". 1920'lerden 1950'lerin sonuna, hatta rock müziğin popülerleşmesine kadar olan süreçte de Amerika kıtasının hakim müzik türü oluyor. Neden Great American Songbook deniyor peki ? Türk Sanat Müziği'ni düşünün. Bazı besteciler vardır, birçok kült eserin altında imzası vardır, onların imzaları eserlerden eksik olmaz. Great American Songbook da böyle aslında, belli başlı bestecilerin yazdığı şarkılarının bütününe deniyor (canon oluşturuyor). Milenyum jenerasyonu bilmez pek, Gershwin, Berlin, Arlen, Kern, Hart, Porter, Rodgers bu canon'un en büyük isimlerinden bazıları. Yaşadıkları dönmenin popüler şarkıcıları ve kimi caz yorumcuları, bu türün en büyük icracılarından diyebiliriz.

Vaktiyle folk müzikten rock müziğe direksiyon kıran (ve bu süreçte "yalancılık" ve ve "Yahuda'lıkla" suçlanmıştı hayranları tarafından) Dylan, geleneksel pop türünü popüler sahneden indiren rock müziğe katkı verirken, bugün tozlu raflarda duran türü kendi elleriyle yeniden canlandırmakta. Müzik yolculuğunun cilvesine bakın.

Kimisi onu özensiz bir şarkıcı olarak nitelendirse de ben aksini düşünüyorum. Bazı albümlerindeki olmamışlık hissi onun bunlara özenmediğini göstermez. Dylan, orkestrasını seçerken bile üzerinde kafa patlattığını düşünüyorum. Mevcut turne bandosu en iyi kanıtı. Günümüzde benim diyecek nice rock grubunu cebinden çıkaracak derecede yetenekli adamlarla çalışmakta. Charlie Sexton ve Tony Garnier özellikle. Kendilerini dünya gözüyle sahnede izlediğim zamanlarda hiç şaşırtmadılar. Her gece ayrı büyülendim. Sinatra kayıtlarını bu ekiple stüdyoda kaydetmesi çok yerinde bir karar bence. Şarkıların düzenlemeleri yine benzersiz. O baygın ve melankolik steel guitar kullanımı ancak Donnie Herron'ın elinden çıkabilir sadece. Korno düzenlemelerinde yine James Harper var.

Genelde şarkı söylemek yerine hikaye anlatmayı tercih eden Dylan'ı belki de ilk defa bu kadar alışılmış tarzda bir şarkıcı olarak görüyoruz. Vurguları yerinde, kalıplara uyan, şarkıyı şarkı gibi okuyan bir şarkıcı. Alıştığımız mırıldanmalar ve yutmalar son albümlerinde rastlanmıyor. Yıllarca kendisini eleştiren muhafazakar müzik yazarları bu kayıtları dinlerken eminim dillerini ısırıyordur. Tabii bunda Dylan'ın okuduğu şarkılarla arasında kurduğu özel bağın da bir etkisi var. Saygıda kusur etmemek ister gibi bir hali var. Yüreğinden okuyor ama mirasın getirdiği ağırlığın altında da kendisine fazla kıpırdanacak alan bırakmamış gibi. Belki böylesi daha iyi. Caz ağırbaşlılığı.

Netice itibariyle farklı bir Bob Dylan karşımızda yine. Kim derdi acaba kendisi bir gün çıkıp da These Foolish Things, I Could Have Told You gibi şarkılara albümünde yer verecek diye.

Bob Dylan, Amerika demektir. Yaşayan bir Amerikan kültürü. Damarları, kasları, bedeni olan bir Amerika. Yerel halk türkülerini, 60'lı yıllarda gündeme taşıyan, "folk müziği, rock müzikle aynı yatağa sokan", altmışlarında blues okuyan ve yetmişlerinde Amerikan klasik pop şarkılarını yorumlayan bir şair. Onu kaybettiğimiz gün, müzik dünyası telafisiz bir yara alacak.

"Merak eder dururum bazen, 
Neden yalnız gecelerimi,
Tek bir şarkıyı düşleyerek geçiririm.
İşte o melodi yakamı bırakmaz,
Ve bir kez daha seninleyim.
Aşkımız tazeyken,
Ve her öpücük esinlenmeyken
Fakat çok zaman önceydi
Ve şimdi benim tesellim
Şarkının yıldıztozunda."


Bunları Dinlemek Lazım: The September Of My Years, It Gets Lonely Early, Once Upon A Time, Braggin', As Time Goes By, How Deep Is The Ocean, Day In Day Out, Stardust, Why Was I Born

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder